Bizden Haberler

Anasayfa / Bizden Haberler

Perihan İnci Milliyet Gazetesi Röpotajı

12-09-2019

İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci, Milliyet’ten Gözde Yener Birman’ın sorularını yanıtladı.

12.06.2018

Bu kadar zarif görüntünün altında demir gibi bir kadın var. Zanetmeyin suratsız, asabi… Aksine su gibi ama; duruşu, tecrubeleri, kararları ile işte “İşte Türkiye’de daha çok görmek istediğim kadın profili” dedirtiyor. İnci Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığını yapmış, şimdi de Yönetim Kurulu Başkanlığını yapan Perihan İnci bugünkü konuğum. Kendileri, Türkiye’nin en büyük jant üreticileri… Her şey tepeden inme gibi gözükse de aile şirketi dışında iş hayatında gösterdiği azim, başarı ve bugün şirketi getirdikleri noktayla, hiç bir şeyin şans eseri olmadığını gösteriyor.

Bugünkü Perihan İnci’ye gelmeden önceki sürecinizden başlamak istiyorum. Aldığınız eğitimlerden başlayalım lütfen…

Galatasaray Lisesi’nden 1982 yılında mezun oldum, İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünü 1986 yılında bitirdim. Daha sonra 2007 yılında Harvard Business School Advanced Management Programını (AMP) tamamladım.

Aile içi yapınızda nasıl bir sistem var?

İnci Ailesi’nde aile, iş ve ortalık şapkalarını sorunsuz dengeleyebileceğimiz bir aile anayasası oluşturduk. Bu şapkaları birbirine karıştırmadan aile konularını ailede, iş konularını işte çözmeye özen gösterdik. Kurucumuz babam Cevdet İnci’nin vefatından sonra yönetimde aktif rol oynayan 5 kız kardeş olarak İnci Grubu’nu güçlü kurumsal bir yapıyla geleceğe taşımak en önemli önceliğimiz oldu.1995 de başlayan Aile Anayasası çalışmalarını 3. kuşak ile birlikte 2007’de revize ettik. Daha sonra şirket kurumsallaşmasında gerekli adımları atarak ortaklık sözleşmelerini ve şirket sözleşmelerini revize ettik. Son olarak bu 3 dokümanı birbiriyle uyumlu hale getirerek, tüm alanlarda oluşabilecek problemlere önlem almış olduk.  Bu sağlam temellere inşa ettiğimiz sistemimizle 2015 sonunda 2. Kuşaktan son başkan olarak görevi 3. kuşağa devri gerçekleştirdim. 2. Kuşakta 3 er yıl olan holding başkanlık görev süresini 3.kuşakla birlikte 5 yıl + 5yıla uzattık. Görev süresinin limitli olması dinamik olmayı ve geleceği planlamayı gerektirdi.  

Biraz bize şirketinizin kuruluşundan bugünlere gelişinden kısaca bahsedebilir misiniz?

İnci Holding’in temeli 1952 yılında babam Cevdet İnci tarafından atıldı. Bugün 66 yaşında olan şirketimiz, ağırlıklı olarak 3. kuşak tarafından yönetilen Türkiye'nin örnek bir aile şirketi modelidir. İnci Holding yapılanması altında 9 şirketimiz ve 2650 çalışanımız bulunuyor. Otomotiv tedarik sanayi, lojistik, otel ekipmanları sektörlerinde varlık gösteriyoruz. Jant ve aküde marka yarattık. Jant üretiminin temelleri ilk defa 1968’de atıldı. İlk akü fabrikamız 1984’te kuruldu. Brezilyalı Maxion ile jantta uzun yıllara dayanan ortaklığımızla örnek bir iş modeli sürdürüyoruz. Japon akü devi GS Yuasa ile 2015 yılında ortaklığa imza attık. GS Yuasa ile önemli bir know-how’a sahip olduk. Yuasa markalı aküler artık Manisa’daki fabrikamızda üretiliyor. Jantta da aküde de tüm dünyada büyük otomobil markalarının birçoğuna üretim yapıyoruz. Türkiye’deki üretimimizin yüzde 63’ünü 100’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Türkiye’de otomotiv yan sanayinin en büyük firmaları arasında yer alıyoruz. ISO ve TİM’in ilk 500 şirket sıralamasında yer alan 3 firmamız var; İnci GS Yuasa, Maxion Jantaş ve Maxion İnci.

Fırsat Eşitiliği ve Adalet

3.nesile pek geçemeyen şirketler nerede hata yapıyorlar, siz ne gibi önlemler alıyorsunuz?

Özellikle kurucunun ve 2. neslin gelecekte nasıl bir şirket hayal ettikleri son derece önemli. Konfor alanından feragat edip, gelecek üstüne konuşmak, planlamak ve olası problemleri ön görüp önlem almak gerçekten çok zorlayıcı olabiliyor. En önemlisi, mümkün olan en erken zamanda tüm bunları konuşmaya başlamak, profesyonel yardım ve danışmanlık alarak aileye en uygun çözümleri oluşturmak için konsantre olup zaman ayırmak. Konuları tek tek ele alıp en geniş mutabakatı sağlayarak ilerlerken aynı zamanda eşit ve adil olmayı gözetmek gerekiyor. Pek çok aile maalesef çocuklara, eşit fırsat tanıma ve adil olma konusunda zafiyet gösteriliyor. Adalet duygusunu ve fırsat eşitliğini zedelediğiniz anda ailede çatışmaların önünü açmış oluyorsunuz. Yeteneği olmayan ama erkek olduğu için aile işletmelerinde kayırılan ve üst düzey yönetici konumuna getirilen çocuklar buna iyi bir örnek. Bir görevin gerektirdiği yetkinlik aile üyesinde yoksa pekala profesyonel yönetimler hem aile hem de şirketin geleceği açısından daha güvenlidir.
Bu sene holdingimiz 66. yaşını kutluyor. Aile olarak ise mayıs ayı sonunda 41. Aile meclisimizi gerçekleştirdik. Biz 20 senedir aile kurumsallaşması üstüne konuşuyor, çalışıyor ve bizden sonraki kuşağı sürdürülebilir bir geleceğe hazırlamanın yollarını arıyoruz. İşte tam da bu sebeple tüm şirketlere kendi değerleri doğrultusunda kapsamlı bir aile anayasası oluşturmalarını öneriyoruz. Ülkemizde aile şirketlerinin sürdürülebilirlik yolculuğunda ilham alabileceği çok güzel örneklerle karşı karşıyayız, hatta bizde bu konuda tecrübelerimizi paylaşarak katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Aile şirketlerinin kurumsallaşmasını ve sürdürülebilir büyümesini destekleyen 162 aile şirketinden ve 600 aile üyesi bulunan TAİDER derneğinin kurucusu Şerife İnci Eren, ailemizin mensubu ve beş kız kardeşin ortancası, kendisiyle gurur duyuyor ve destekliyoruz.
Ülkemizde aile şirketlerinin sürdürülebilirlik yolculuğunda ilham alabileceği çok güzel örneklerle karşı karşıyayız, hatta bizde bu konuda tecrübelerimizi paylaşarak katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Bunun en güzel örneği ise TAİDER. Aile şirketlerinin kurumsallaşmasını ve sürdürülebilir büyümesini destekleyen 162 aile şirketinden ve 600 aile üyesi bulunan TAİDER derneğinin kurucusu Şerife İnci Eren, ailemizin mensubu ve beş kız kardeşin ortancası, kendisiyle gurur duyuyor ve destekliyoruz.

Türkiye’nin en büyük jant üreticisisiniz. Bu başarı çok önemli…

Maxion Türkiye Operasyonları olarak Avrupa’nın tek organizasyon altında binek, hafif ticari ve ağır vasıta ticari araçlar için çelik ve alüminyum jant üretimi yapan en büyük üreticiyiz. Toplam jant üretim kapasitemiz 12 milyon civarında. 2017’de 400 milyon dolarlık ciroya ulaştık ve 300 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Üretimimizin yaklaşık %75’ini ihraç ediyoruz. Artık otomotiv sanayinin global tedarikçilerinden biri haline geldik ve global pazarda dev otomotiv firmalarına jant üretiyoruz. 5 kıtada 60 ülkeye jantlarımızı gönderiyoruz.

‘Sonuç iyi olacak’

Yerli otomotiv konusunda ne düşünüyorsunuz?

Türkiye için önemli bir kazanç olacağına inanıyorum. Tedarik sanayi için ciddi kazanımlar elde edilebilir. Şu ana kadar kamuoyu ile paylaşılan çok fazla bilgi mevcut değil. Bu nedenle, konu hakkında çok fazla yorum yapmak doğru olmayacaktır. Ancak, kurumsal bir yapıda ve özel sektör mantığıyla yönetilmesi durumunda başarıya ulaşacaktır. Üretmek kadar pazarlama ile ilgili planlamanın baştan yapılması, hangi segmentte, hangi satış fiyatlarıyla pazarda yer alacağı gibi konuların belirlenmesi büyük önem taşıyor. Üretilecek arabaya uygun altyapımız mevcut mu? gibi sorunları göz ardı etmemek gerek. Örneğin; otonom olması planlanacaksa bizim yollarımızın altyapısı nasıl düzenlenecek?
Ancak, irade mevcutsa her soruna çözüm bulunarak ilerlenecektir mutlaka. Konsorsiyum ortaklarının her biri kendi alanlarında uzman ve Türkiye’nin öncü şirketleri. Bu nedenle, sonucun iyi olacağına inanıyorum.

Bu süreçte şirket olarak nasıl bir tedbir ya da öngörüyle ilerliyorsunuz?

Babamızın güzel bir sözü vardır: “Kara gün kararıp kalmaz.” Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek seçimler belirsizliği ortadan kaldıracaktır. Ekonomik göstergeler ortadadır. Kim seçilirse seçilsin bir takım ekonomik önlemler almak ve reformlar yapmak durumunda kalacaktır. Bizler iş dünyasında ekonomik ve finansal verilere tam konsantre olup, tüm gelişmeleri yakından takip ederek risklerimizi mümkün olduğunca minimize edip bu belirsizlik dönemini atlatacağız. Öngörü yapmıyoruz, olanı iyi takip ederek önlem almayı tercih ediyoruz. Türkiye potansiyeli yüksek bir ülke, bu potansiyeli tam anlamıyla ortaya koyabileceğimize ve yapısal reformlarla hızla düze çıkılabileceğimize inanıyorum.

‘Yaşadıklarımız yansımamız’

Zorlukların üstesinden nasıl geliyorsunuz?

Hayata karşı duruşun önemli olduğuna inanırım. Bazen onunla akmak, ayakları yere sağlam basmak, bazen de uyumu yakalamak gerekir. Hayat sen onu nasıl karşılarsan, ona karşı nasıl bir duruş sergilersen, sana onu verir. Yaşadıklarımız aslında bizim yansımamız. Bu nedenle, zorlukları bana verilen derslermiş gibi ele alırım. Onlardan kaçamazsınız. Onları karşılamanız, konsantre olmanız, dersini çalışmanız gerekir. Çalışmazsanız sınıfı geçemezsiniz.
Bunu çok erken yaşta öğrendim. Baktım ki, çalışmadığım yerler sürekli gündemde kalıyor, bir zorlukla karşılaştığımda ‘bundan ne öğrenmem gerekiyor, neyi eksik yaptım, ne yapmalıyım?’ diye soruyorum kendime. İşte o zamanlar ciddi konsantre oluyorum, o konuyu önceliğime alıyorum. Bir de her problemin bir çözümü olduğuna inanırım ve o çözümü bulmaya çalışırım. O ordadır, sadece ben göremiyorumdur. Bazen de kabullenemediğimiz için daha çok zorlanırız, değiştiremeyeceğimiz, gücümüzün gerçekten yetmediği şeyleri kabullenmek enerjimizi doğru yerde kullanmamızı sağlar. Yel değirmenleriyle savaşmak bana göre değil.
 
İlginç bir hobiniz var…midye toplamak…

Evet, gezmeyi seviyorum ve gittiğim deniz kıyılarından çeşit çeşit farklı midyeler toplamaktan büyük keyif alıyorum. Topladığım midyelerimi çalışma odamın muhtelif yerlerinde muhafaza ediyorum, zaman zaman onlara bakıp gittiğim yerleri hatırlamaktan zevk alıyorum. Deniz kıyıları ve mavi renk bana hep huzur vermiştir, çevremi de bu huzurla doldurmaya çalışıyorum.